güncel haberler

Ana Sayfa| Künye | .: REKLAM :. | Giriş Sayfam Yap | Favorilere Ekleyin | Üyelik | Rss

vipfal tablet kampanyası
2023 Moda Trendleri

                              

2023moda.com da REKLAM VER  
YAŞAM| SİYASET| FİNANS| SAĞLIK| SPOR| MAGAZİN| MODA| DÜNYA| KADIN| ERKEK| TEKNOLOJİ| OTO| EMLAK| GSM  İLİZYON|
Kurye | Web Girişimleri | Video İzle | Biyografi Örnekleri | Astroloji
      haberler | foto galeri | arkadaş bul | Haber Sitelerinde Haberiniz Çıksın !
Google da 1. sayfada olmak için 7 farklı sihiri öğren!!!
Ana sayfa Biyografi Örnekleri Biyografiler  

UCEYM SADUN PAŞA KİMDİR

Uceym Sadun Paşa kimdir, Uceym Sadun Paşa nereli, Uceym Sadun Paşa hayatı, Uceym Sadun Paşa biyografi, Uceym Sadun Paşa fotoğrafları


Eklenme tarihi: 30.7.2012 15:17:24


Irak Şeyhler Şeyhi


Ucem Sadun Paşa'nın mensup olduğu aile, Irak'a Mekke'den göç etti. Aile, savaş halindeki aşiretleri uzlaştırarak, Bağdat'tan Basra'ya kadar uzanan bir aşiret organizasyonu gerçekleştirdi. Sadun aşireti, bu 25 aşirete lider seçildi. Bu aşiret birliği Osmanlı'ya bağlandı.

Bütün Osmanlı döneminde bölgede, Osmanlı yanlısı olan Sadun ailesi, Türk Ordusu'nun geri çekilme süreçlerinde de yardım etti. Türk ordusu çekilirken Uceymi emrindeki süvariler, Türkler'in yanından ayrılmadı.

Lawrence, Türkler'e ihanet etmesi karşılığında Uceymi Paşa'ya savaştan sonra kurulacak Irak Krallığı'nı önerdi. Türklere ihaneti karşılığında teklif edilen Irak Krallığı’nı tereddütsüz reddetti.

Irak’ta 150 bin dönüm toprağını bırakarak 5 Haziran 1920’de Mardin’e geldi. Genelkurmaya başvurarak, Kurtuluş Savaşı’nda adamlarıyla birlikte Fransızlara karşı mücadele etmek istedi. Urfa’nın kurtuluşunda aktif rol oynadı.

29 Ekim 1960 tarihinde Ankara'da vefat etti. Kabri Ankara'dadır.

73 yaşında hayata gözlerini yuman Şeyh Uceymi'nin kızı Mübine Sadun Ankara'da, oğulları İsa ve Abbas ise Şanlıurfa'da yaşadı.


Şeyh Uceymi Sadun Paşa

Birinci Dünya Savaşı'nda Irak'ın önde gelen Arap aşiretlerinden birisinin lideri olan Şeyh Uceymi Sadun, İngilizlere kök söktürmüştü. Kendisine Türkler'e ihanet karşılığında yapılan Irak Krallığı teklifini elinin tersiyle iten bu kahraman insan, Türk ordusuyla beraber Anadolu'ya gelmiş, Kurtuluş Savaşı'na bile katılmıştı.

Osmanlı Devleti, 1. Dünya Savaşı'na taraf olduğunda, İngilizler'in ele geçirmek için gözlerini diktikleri ilk yerlerden birisi petrol zenginliği nedeniyle Irak'tı. İngilizler 22 Kasım 1914'te Basra'yı işgal etti. Albay Suphi Bey komutasındaki bir Türk birliği, 45 Subay ve 986 er ile İngilizler'e esir düştü. Bu haber İstanbul'da büyük yankı buldu. Basra'da işlerin iyi gitmediği, Bağdat'ın da tehlikeye girdiği artık su götürmüyordu.

Enver Paşa, Bingazi'de beraber savaştığı Kurmay Binbaşı Süleyman Askeri'yi göreve çağırdı. Süleyman Askeri, bir miktar seçme askerle birlikte Irak'a gönderildi. Askeri'nin görevi, oradaki yerli halkı örgütlemek, onlardan oluşturacağı kuvvetle İngilizleri Basra'dan çıkartmaktı. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın da atası sayılan Osmanlı Devleti'nin gizli istihbarat teşkilatı Teşkilat-ı Mahsusa'nın da ilk başkanı olan Süleyman Askeri, sadece gönüllü subaylar ve seçkin fedailerden oluşan Osmancık Taburu adlı bir birlik oluşturmuştu. Bu taburdaki her bir asker idealist, cesur ve usta birer savaşçıydı. Irak'ın Müntefik çölleri denilen bölümünde yaşayan Uceymi Sadun Paşa da savaşın başından beri Türkler'in yanında yer alıyordu. Uceymi Sadun Paşa'nın babası Sadun Paşa, II. Abdülhamid döneminde hürriyet taraftarı olduğu için tutuklanmış ve Halep Hapishanesi'ne konulmuş, burada ölmüştü. Servetleri, asaletleriyle tüm Irak'ta adını duyuran bir ailenin oğlu olan Uceymi Sadun Paşa'ya savaşın başlarında Padişah Mehmed Reşad tarafından "Irak Şeyh-ül Meşayihi" yani "Irak Şeyhler Şeyhi" unvanı verilmişti.

Süleyman Askeri, Irak'a gelir gelmez ilk olarak Basra'nın 125 kilometre Kuzeydoğusu'nda ve Karun Nehri'nin doğusunda bulunan İran'ın Ehvaz Kasabası'nı işgal edip düşmanın faydalanmasını önlemek için Abadan'a giden petrol borularını tahrip ettirdi. Süleyman Askeri ve birliği, 20 Ocak 1915'te Dicle boyunda keşif harekatı yapan İngilizler'le karşılaştılar. Zübeyir Muharebesi olarak adlandırılan muharebede Süleyman Askeri Bey, düşman kurşunuyla bacağından yaralandı. Haber, İstanbul'a ulaştığında, Başkumandan Vekili Enver Paşa, her ihtimale karşı sonradan Karabekir soyadını alacak Birinci Kuvvei Seferiye Komutanı Yarbay Kazım Bey'e bu görev için hazırlıklara başlamasını emretti. Çeteci ruhlu, savaşmak için yaratılmış olan bir asker olan Süleyman Askeri, bu sırada çok kritik bir hata yaptı. Aceleci bir yapıya sahip olan Askeri, İngilizlerin keşif için yaptıkları taarruzu gerçek bir taarruz zannetti. İngilizler'in zayıf ve endişe içinde olduklarını düşünüyor ve Basra'nın geri alınacağına artık daha fazla inanır olmuştu.

Askeri sedyedeydi, ancak yaklaşık 9 bin kişilik bir gücün başında Basra'ya doğru ilerlemeye başladı ve 12 Nisan 1915 tarihinde Şuaybe civarındaki Bercisiyye Ormanı etrafında üç gün süren bir çatışma yaşandı. Ancak bu savaşta aşiretlerin çok istekli savaşmaması gibi etkenlere bir de tel engeli eklendi. İlk taarruzda başarılı olamayan Süleyman Askeri, ikinci gün birliklerine İngilizler'in tahkim edilmiş mevzi ve ordugâhına saldırılmasını ve her ne pahasına olursa olsun Şuaybe mevkiinin ele geçirilmesini istedi. Savaşın kritik bir noktasında, İngiliz süvarilerinin ani bir baskın tehlikesi baş gösterdi. Süleyman Askeri'nin Zübeyir'in işgaline ve Basra-Şuaybe yolunu kesmek için görevlendirdiği aşiretler, gönüllü süvari teşkilatından yardım istedi. Uceymi Sadun Paşa, tam zamanında Hızır gibi yetişti ve beraberindeki süvarilerle hücum emrini verdi. Birkaç yüz atlının başında her zamanki gibi sade kıyafetleri içinde bir çöl şövalyesini andıran Uceymi, düşman ateşi altında sağ taraftan sol tarafa koşup gelmişti. Benzeri az görülen bu cüretli hücum, Türk birliğinin sağ kısımdaki karargahı mutlak bir ölümden kurtarmıştı. Düşman süvarileri Uceymi Sadun Paşa'nın bu hücumu karşısında şaşkın bir vaziyette geri çekilmişti.

Süleyman Askeri ise Basra'nın alınması için ikinci kez emir verdi. Türk birliklerinin, üstün düşman kuvvetlerine karşı başarı kazanmasına ramak kalmışken, beklenmeyen bir gelişme oldu. Birinci Alay'ın 1. Taburu, gece İngiliz mevzilerine epeyce sokuldu. İngilizlere ateş konusunda büyük avantaj sağlayan ışıldak ve makineli tüfeği etkisiz hale getirildi. İngilizler'in asıl mevziine varan Türk birliklerinin karşısına birden dikenli teller çıktı. Türk güçleri, bir şeyi unutmuşlardı. Ellerinde tel makası yoktu. Askerler dikenli telleri kazma ve kürekle aşmaya çalıştılar ancak başarılı olunamadı. Defalarca yapılan hücumlar, hep tel örgüye takıldı. Bu Bağdat'ın kaybına neden olacak mağlubiyetlerin başıydı. Yaşanan muhabere sonucunda Türk tarafı mevcudunun yarısı olan 4 bin 500 kayıp vermişti. Onurlu bir asker olan Yarbay Süleyman Askeri, yaşanan bozgunun suçlusu olarak kendisini gördü ve 14 Nisan'da tabancasıyla başına ateş ederek yaşamına son verdi. Askeri'nin cesedi yardımcısı olan Binbaşı Ali tarafından birliğe duyurulmadan Nahile'ye getirildi. Irak Genel Komutanı olan Askeri'nin cenazesi, bir çadır içinde yıkandı ve aynı çadırda büyük bir saygı ve üzüntü içinde gömüldü.

1. Dünya Savaşı'nın sonuna doğru Musul'u terk edecek olan 6. Ordu Komutanı Ali İhsan Sabis, anılarında Süleyman Askeri'nin intiharını şöyle değerlendiriyordu: "Süleyman Askeri Bey, bu hesapsız cesaretini, hayatına kendi eliyle son vermek suretiyle ödemiş ve mesuliyetini bizzat tayin etmiştir. Bu hâzin netice, şerefli bir askerin takdir edilecek kahramanlık faciasıdır. Fakat durumu iyi muhakeme ederek, isabetli tedbirler ile kumandanlık vazifesini layıkıyla yapsaydı, vatana daha faydalı olurdu. Kendi hatası yüzünden görevindeki başarısızlığından dolayı başkalarının hitâplarına katlanmayı şerefine yakıştıramayan namuslu ve şerefli komutan, ölmeyi yaşamaya tercih etmiştir. Bu bir sinir buhranı mıdır? Hayır şeref ve kahramanlık numunesidir."

Uceymi Sadun Paşa, bu bozgun günlerinde, geri çekilmeye başlayan Türk askerleri için koruyucu bir melek gibiydi. Askerlerimize taarruz eden ve soygunculuk yapan bedevileri adamları sayesinde bulduruyor, ibret-i âlem olsun diye herkesin gözü önünde öldürtüyordu. Bunun yanında İngilizlerin ileri karakollarına adamlarıyla beraber baskınlar düzenliyor, Irak'ın her yerinde ses getiriyordu. Kutülammare'ye çekilen İngilizler, Türk kuvvetleri tarafından 4.5 aylık bir kuşatma sonucunda 29 Nisan 1916'da Enver Paşa'nın amcası olan Halil Paşa komutasındaki Türk kuvvetlerine teslim olmak zorunda kaldı. Türkler, 350'si subay olmak üzere 10 bin askeri şehit verirken, 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 İngiliz asker teslim oluyordu. Kut'u kurtarmaya gelen 30 bine yakın İngiliz askeri de öldürülmüştü.

Türkler için 1'inci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'den sonraki en büyük zafer Irak'ta kazanılmıştı. Ancak ilerleyen zamanda takviye olan İngiliz birlikleri Basra'yı aldıktan yaklaşık 2.5 yıl sonra 11 Mart 1917'de Bağdat'a girdiler.

Türk ordusu çekilirken Uceymi ve süvarileri Türkler'in yanından bir an için bile ayrılmıyor, Mehmetçik dara düştüğünde 'Hızır' gibi yetişiyorlardı.

Mekke Şerifi Hüseyin İngilizler'le beraber hareket etmeye başlamasından sonra, Şeyh Uceymi'yi kendi tarafına çekmenin yollarını aramıştı. Ünlü İngiliz Ajan T.E Lawrence da bunun en doğru hareket olacağını belirtip, bir an önce Uceymi'yi saflarına katmanın hesaplarını yapıyordu. Lawrence, Uceymi Sadun Paşa'nın hangi şartlar altında Türkleri terk edeceğini merak ediyordu. Bundan dolayı, Türkler'e ihanet etmesi karşılığında Uceymi'ye savaştan sonra kurulacak Irak Krallığı'nı önerdi. Lawrence, bu iş için Şerif Hüseyin'in oğlu Abdullah'ı görevlendirdi. Emir Abdullah, kendisine verilen bu görevi, "Uceymi Sadun Paşa'nın böyle bir teklifi kabul etmeyeceğini biliyorum. Abes olur" diye reddetmek istedi. Ancak, Lawrence ve babasının ısrarıyla temasa geçti.

Ancak Uceymi Sadun Paşa, Abdullah'ın gönderdiği elçiye şöyle cevap verdi: "O hain elime geçmesin. Bir insan sadakati bilmeyebilir. Fakat kendi ihanetini başkasında düşünmesi için bir sebep lazımdır. Ona bir gün böyle bir teklifi bana yapabilme cesaretini nereden bulduğunu soracağım."

Irak Şeyh-ül Meşâhiyi (Şeyhlerin şeyhi) Uceymi Sadun Paşa'nın vefası, Osmanlı devlet erkânı tarafından hayranlıkla izleniyordu. Padişah 5. Mehmet Reşad, kendisine Osmanlı nişanı verdi. Mustafa Kemal ise Diyarbakır'da 2'inci Ordu, Halep'te 4'üncü Ordu'nun komutanlığını yaparken, 1. Dünya Savaşı boyunca onun yaptıklarını yakından takip etmiş, kendisine olan hayranlığı artmıştı. Kurtuluş Savaşı'nı başlatmak için 3'üncü Ordu Müfettişi olarak Samsun'a çıkmasından yaklaşık bir ay sonra 15 Haziran 1919'da Şeyh Uceymi'ye şifreli bir mektup yazdı. Mustafa Kemal Paşa'nın mektubu şöyleydi: "Bütün dünya İslam'ın iki gözbebeği olan Türk ve Arap milletlerinin ayrılması iki tarafta da zafiyetlere sebep oldu. Ümmeti Muhammed için şanlı bir halde buna karşı el ele vererek Ümmeti Muhammed'in hürriyet ve istiklali uğrunda Allah yolunda savaşmak bizler için farzdır. Kâfirlere karşı yapmış olduğunuz cihatta kültürümüzü korumak ve ırkçılığa karşı verilen mücadelede sizin her zaman destekçiniz olup yanınızdayım. Bu konunun 13'üncü Ordu Komutanlığı ile görüşmenizi ve görüşünüz için yüce şahsınıza sunup gereğinin yapılmasını arz eder, saygılarımı sunarım."

Iraklı bu çöl çocuğu, 1. Dünya Savaşı'nda Türk ordusuna Basra kapılarından Urfa'ya kadar kahraman bir koruyucu olarak eşlik etti. Irak'ta kendisine ait 150 bin dönüm toprağını da terk etti. Şeyh Uceymi, 30 Ekim 1918'de imzalanan ve Osmanlı Devleti'nin yenilgiyi kabul ettiği Mondros Mütarekesi'nin imzasından sonra İngilizlerle çete savaşı yapmaya devam etti. 5 Haziran 1920'de Mardin'e gelen Şeyh Uceymi, Ankara hükümetine başvurarak, Kurtuluş Savaşı'nda adamlarıyla birlikte Fransızlara karşı mücadele etti. Urfa'nın özgürlüğüne kavuşmasında aktif rol oynadı. İngilizler, bir süre sonra, Irak'ta kendilerine ağır darbeler indiren Şeyh Uceymi'yi TBMM hükümetinden istedi. Ancak Mustafa Kemal Paşa, teklifi hiç düşünmeden reddetti. Atatürk, bu koca Türk dostunu, Cumhuriyet kurulduktan sonra unutmadı. 1927'de önce Mardin'e ardından Gaziantep'e yerleşen Uceymi için TBMM'den kendisi ve çevresindeki adamları için Urfa'da 14 köyün bağışlanmasını istedi. Teklif kabul edildi. Ancak, çevresindeki adamlarının büyük kısmının Irak'a dönmesi nedeniyle sadece bir köyün yeterli olacağını söyleyen Uceymi Sadun Paşa, 9 bin dönümlük arazi üzerine kurulu Germü köyüne yerleşti. Dört yakın adamı ondan hiç ayrılmadı. Urfa'nın Arap ailelerinden birisinin kızıyla evlenen Uceymi'nin kızı Mübine'den sonra oğulları İsa ve Abbas dünyaya geldi. Kendi çocukları çiftçilikle uğraşırken, kendisiyle kalan en yakın adamlarından Şüleyde Özdemir'in çocuklarının hepsini okuttu. 1960'da Ankara'da 73 yaşında hayata gözlerini yuman Şeyh Uceymi'nin kızı Mübine Sadun bugün Ankara'da, erkek kardeşleri İsa ve Abbas ise Urfa'da babalarının bıraktığı topraklarda yaşıyor.

Uceymi Sadun Paşa'nın yaptıklarının tanıklarından biri de İsviçre'den kalkıp çöllere koşan Hamza Osman Erkan'dı. Hamza Osman Erkan, yıllar sonra Uceymi Paşa'yı Ankara'da gördüğü günü ise şöyle anlatır: "Üstünde setre pantolon, başında fötr şapka, ufalmış sakalıyla onu güçlükle tanıdım. Yanında çok vefakar ve faziletli insan rahmetli General Kenan vardı. Gençliğinin bütün zindeliği, bütün atılganlığı ve bütün varlığı içinde bıraktığım Müntefik'in genç emir ve kahramanını, gözlerinin feri biraz kaçmış, saçları dökülmüş gördüğüm zaman duyduğum acı şiddetli oldu. Gözlerim yaşlı Uceymi Paşa'nın benim için uzanmış olan kollarına atıldım. Aynı acıyı o da duymuş olacak ki hasret ve melal dolu bir bakışla hatırımı sorup beni kucakladıktan sonra birdenbire adresimi istedi, döndü ve yoluna devam etti. Onda yıkılan, kırılan bir hal vardı. Arkasından uzun uzun, hürmet ve minnet dolu nemli gözlerimle bir süre baktım. Ölüm ve ateş içinde vuruşan yiğitler arasında geçirdiğim günleri, onun şerefli mazisi , fedakârlıkları ve hizmetleri bir an içinde hayalimden geçti ve dudaklarımdan gayri ihtiyari şu cümleler döküldü: Unuttuğumuz kahraman."




Bu haber Yönetim tarafından eklendi.
 
Tavsiye Et   Yorum yaz   Yazdır  World'e kaydet Paylaş
 
 
henüz yorum yapılmamış ilk yorumu sen yap!
 
DİĞER Biyografi Örnekleri HABERLERİ
  HYUN BİN KİMDİR   KİM HYUN JOONG KİMDİR
  LEE MİN HOO KİMDİR   NENE KİMDİR
  BURAK SAĞYAŞAR KİMDİR   ZÜLFÜKAR İZOL KİMDİR
  ZÜLFÜ LİVANELİ KİMDİR   ZÜHTÜ HİLMİ VELİBEŞE KİMDİR
  ZÜFER KİMDİR   ZÜBEYİR YETİK KİMDİR
  ZÜBEYDE HANIM KİMDİR   ZÜBEYDE BALABAN KİMDİR
  ZURABOV MİHAİL YURYEVİÇ KİMDİR   ZURAB JVANİYA KİMDİR
  ZUHAL TOPÇU CAFOĞLU KİMDİR   ZUHAL OLCAY KİMDİR
  ZİYAÜDDİN SERDAR KİMDİR   ZİYAİ EFENDİ KİMDİR
  ZİYA PAŞA KİMDİR   ZİYA UYGUR KİMDİR
  ZİYA SOMAR KİMDİR   ZİYA HALİS KİMDİR
  ZEYNEDDİN KARACA BEY KİMDİR   ZERRİN ÖZER KİMDİR
  ZEMBİLLİ ALİ EFENDİ KİMDİR   ZEKİ SARAÇOĞLU KİMDİR
  ZEKİ MÜREN KİMDİR   ZEKİ GÜREL KİMDİR
  ZEKİ ARSLANTÜRK KİMDİR   ZEKERİYA BEYAZ KİMDİR
  ZEHRA KOSOVA KİMDİR   ZARIFA HANMEHMET KİMDİR
  ZARA KİMDİR   ZAFER ÇAĞLAYAN KİMDİR
  YÜMNİ SEZEN KİMDİR   YÜKSEL YALOVA KİMDİR
  YÜKSEL SÖYLEMEZ KİMDİR   YÜKSEL SELEK KİMDİR
  YÜKSEL ÇAKMUR KİMDİR   YÜKSEL AVŞAR KİMDİR
  YÜCEL YENER KİMDİR   YÜCEL SAYMAN KİMDİR
  YÜCEL EĞECİOĞLU KİMDİR   YÜCEL ÇAKMAKLI KİMDİR
  YUSUF ZİYA ARPACIK KİMDİR   YUSUF BOZKURT ÖZAL KİMDİR
  YUSUF SANCAK KİMDİR   YORGO PAPANDREU KİMDİR
  YONCA EVCİMİK KİMDİR   YILMAZ ULUSOY KİMDİR
  YILMAZ GÜNEY KİMDİR   YILMAZ ERDOĞAN KİMDİR
  YILDIZ TILBE KİMDİR   YILDIRIM GENCER KİMDİR
  YILDIRIM DEMİRÖREN KİMDİR   YAVUZ SULTAN SELİM KİMDİR
  YAŞAR NURİ ÖZTÜRK KİMDİR   YAŞAR YILDIRIM KİMDİR
  YAŞAR KAYA KİMDİR   YASİN HATİPOĞLU KİMDİR
  YASEMİN KUMRAL KİMDİR   YAMAN OKAY KİMDİR
  YAKUP BEY KİMDİR   YAHYA DEDE PAŞA KİMDİR
  YAĞMUR TUNALI KİMDİR   VURAL SAVAŞ KİMDİR
  VURAL BEYAZIT KİMDİR   VURAL ARIKAN KİMDİR
  VURAL AKIŞIK KİMDİR   VOLKAN KONAK KİMDİR
  VEYSEL EROĞLU KİMDİR   VELİD CANPOLAT KİMDİR
  VELİ KÜÇÜK KİMDİR   VEHİP PAŞA KİMDİR
  VEHBİ KOÇ KİMDİR   VEHBİ EFENDİ KİMDİR
  VEDİA NESİN KİMDİR   VEDAT S. AHMED KİMDİR
  VEDAT NEDİM TÖR KİMDİR   VEDAT TÜRKALİ KİMDİR
  VEDAT BİLGİN KİMDİR   VECİHİ BEREKETOĞLU KİMDİR
  VANİ MEHMET EFENDİ KİMDİR   VAHİT KİLER KİMDİR
  VAHDETTİN KARABAY KİMDİR   ÜZEYİR HACIBEYOV KİMDİR
  ÜZEYIR GARİH KİMDİR   ÜSTÜN İNANÇ KİMDİR
  ÜSTÜN AKMEN KİMDİR   ÜNVER ORAL KİMDİR
  ÜNSAL OSKAY KİMDİR   ÜNSAL EMRE KİMDİR
  ÜNAL TANIK KİMDİR   ÜNAL ERDOĞAN KİMDİR
  ÜNAL BOLAT KİMDİR   ÜNAL AYSAL KİMDİR
  ÜMİT ÖZDAĞ KİMDİR   ÜMİT MERİÇ KİMDİR
  ÜMİT KIVANÇ KİMDİR   ÜMİT GÜRSES KİMDİR
 
indirimli Google Reklam

Video Galeri
 
   
 
Ertuğrul BELEN

AVRUPA NIN İLK MELEK YAT
Web Programlama

SQL Server 2008
Mustafa KOLCU
Gerçeğimizle Yüzleşmek
YANGIN HER YERİ SARMADAN
Nerman KARAGÖZ
NERMİNLE BAĞLAN HAYATA
MEKANİK YAŞIYORUZ
Nejla KARA

AŞK-I YAZIYORUM
Aşkın ÖZTÜRK
Özel DOSYA
Aşkın ÖZTÜRK le bir kadın
Zeliha CENNETOĞLU
Zeliş Kitchen
KURU ÜZÜMLÜ KURABİYE
Ahmet Berhan YILMAZ

YA RESULULLAH
Alev CAZGIR
Alev Alev Yanıyoruz
GOOGLE NEREDEN PARA KAZAN
 
     
   
 
Yüksel AYTUĞ
Uzaktan Kumanda
Onlar iki ileri bir geri
Mesut YAR

Av Mevsimi enfes bir dizi
Ayşe ÖZYILMAZEL

Demek ki olabiliyormuş
Elif KORKMAZ
Bugün ne pişirsem
Tavuk Döner
 
     
 

Moda Haberleri - İSTANBUL Böcek İlaçlama - Fethiye Oto Beyin Tamiri - Epoksi Kaplama - Oto Beyin Tamir Kursu - haber sitesine reklam ver - pr ajansı -

Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama
WWW.XHABERLER.COM
   
 
EVDEN PARA KAZANMA YOLLAR
WEB TASARIM
GENÇTARİFE
DİZİ AŞIKLARI EVLENDİ
YER GÖK AŞK
ALDATAN KADININ SİNYALLER
KOCAM DEĞİL OĞLUM KIYAFET
ACUN UN KIZLARINDAN SÜPER
AŞK SAYESİNDE 2 EV ALDI
ESNAFA ÇEK KREDİ KARTI BO
SEVİŞMEK SERBEST İZLEMEK
SOYUNDU BİRİNCİ OLDU
GÖZLERİ ÖN PLANDA (KASAB
KAFA KARIŞTIRAN ÜÇ FOTOĞR
DİZİDEN AYRILIYOR
 
     
 

Moda Haberleri - İSTANBUL Böcek İlaçlama - Fethiye Oto Beyin Tamiri - Epoksi Kaplama - Oto Beyin Tamir Kursu - haber sitesine reklam ver - pr ajansı -

Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama Epoksi Kaplama
WWW.XHABERLER.COM
 

ANKET

 
 

 
 

FOTO GALERİ

 
 
. .



..
 
-
Web Tasarım

Moda Haberleri, resimler, yazılar, yorumlar ilgili kişi ve firmalara aittir. Yeni haberler, güncel haberler, dünya haberleri, teknoloji üzerine haberler, google haberleri ve haber adına tüm bilinmesi gerekenleri tek çat altında bulmanızı sağlamayı hedefliyoruz.
2023 Moda Dünyası
Moda birçok kişinin özel ilgi alanları içerisinde yer almasının dışında hayatın içinde yer alan bir olgudur. Sürekli olarak değişen ve zamana ayak uyduran moda, oldukça eğlenceli ve farklıdır. Moda dünyası gün geçtikçe farklı tasarımlara ve kreasyonlara ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum üzerinde gelişen dünya şartlarının da etkisi vardır. Bir yıl içerisindeki moda o dönemin, o zaman diliminin çeşitli olaylarından da etkilenmekte ve bu olaylar modaya da yansımaktadır. Bu nedenle moda ve modanın gelişimi oldukça önemlidir. 2023 moda dünyası için oldukça önemli bir zaman dilimidir. Şimdiden bu zaman dilimi içerisinde ciddi yeniliklerin ve alternatif farklı parçaların yer alacağını tahmin etmek mümkün olmaktadır.


Moda Haberleri

Güncel moda haberleri ve tüm aradığınız içeriğe sitemizden ulaşabilirsiniz. 2023 Moda geleceğe yön vere çok özel içeriklerle daima beklentiyi karşılayan bir portal olarak yıllardır yayın hayatına devam etmektedir. Amacımız moda haberleri denildiğinde ilk akla gelen portal olmak. Web sitemize ücretsiz üye olarak yeni gelen sokak trendleri, kadın ve sağlık haberleri ile cinsel haberleri gibi bayanları ilgilendiren en önemli gelişmelerden ilk siz haberdar olabilirsiniz.