28 Şubat bir samimiyet sınavıydı hepimiz için,
Cesaretimiz, dürüstlüğümüz ve inançlarımıza bağlılığımız sorgulandı,
Samimiyetimiz ve Allah’a güvenimiz sorgulandı.
Mağdurlar, mazlumlar vardı,
Zalimler vardı.
Ve her birimiz kendi sınavımıza girdik.
Kur’an-ı Kerim’de Ali İmran Suresinde buyurulan “ Andolsun ki, sizler mallarınız ve
canlarınıza gelecek zararlarla imtihan ediliyorsunuz. Sizden önce kendilerine kitap
verilenlerden, Allah'tan başka varlıklara da ilahlık yakıştıranlardan, otoritesinde, mülkünde,
tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşriklerden, putperestlerden birçok üzücü sözler
işitiyorsunuz. Eğer sabrederek mücadeleye devam eder, yalnızca Allah'tan korkar, Allah’a
sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk
şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal
görevlerinizin bilincinde olursanız bilin ki, bunlar ciddi, kararlı olmayı gerektiren, maksada
ulaştıran mücadele metotlarıdır.” ALİ İMRAN 186.
Yukarıdaki Ayete uygun davranan kaç kişi vardı o günlerde,
O günlerde 28 Şubat’ı yapanlara selam duranlar,
Onları demokrat olarak niteleyenler,
O brifing senin bu brifing benim dolaşanlar,
Üniversitelerinden uçaklarla, otobüslerle devletin parasıyla ve üstelik devlete karşı yürütülen
bir kampanyaya destek için öğrenci taşıyanlar ve bizzat kendileri gidenler,
O günlerde iktidar olanlara kardeşim bunlar da bunu hak etti, dinimizi siyasete alet ettiler
diyerek işin içinden sıyrılmaya çalışanlar,
Yaptıkları ibadetleri gizleyenler, okuduğu gazeteyi bile saklayanlar,
Evlerinden odalarından, kitaplarını, seccadelerini kaldıranlar,
Toplantılarda birileri kendisini de içiyor sansınlar diye rakı kadehleriyle oynaşanlar,
O günlerde ve sonrasında korku veya bir küçücük beklenti uğruna hanımlarını çarşaftan
çıkaranlar, başörtülerini açanlar,
Sanki o günlerde korkudan ne hale geldikleri bilinmiyormuş gibi,
Sanki o günlerde 28 Şubat gücüne biat etmemişlermiş gibi şimdilerde her nedense çok cesur
birer kahraman gibi konuşmaya başladılar.
Şimdi ben diyorum ki;
Allah o gün de vardı, bugün de,
Allah o gün de bizi yaradandı, bugün de,
Şimdilerde imanımız mı arttı, ihlasımız mı?
Bu korkaklıktan, cesaretsizlikten bu ani sıyrılışımızın sebebi, bugünkü iktidar vasıtasıyla
gelinen bu nokta ise vay halimize,
Cesur bir insanın veya sayıları üçü beşi geçmeyecek birkaç cesur insanın ardına sığınıp,
onların vesile olduğu bu ortam sebebiyle bunu yapıyorsak vay halimize.
Bu nedir biliyor musunuz?
Bu çok dünyevi bir bakışla;
Savaş zamanı savaştan korkarak kaçıp ve hatta onlar güçlü olduğu için karşı taraftan görünüp,
savaş bitince ve gerçek kazanan ortaya çıkınca saf değiştirerek ganimete hakkınız olmadan
konmaktan başka bir şey değildir,
Bu korkudan saklandığınız yerlerden çıkıp pastayı, refahı ve makamı paylaşmaktan başka bir
şey değildir.
Ama olayın bir de uhrevi tarafı var ki asıl gerçek ve bizi asıl ilgilendiren kısmı burasıdır;
Biliniz ki Allah bunları görüyor,
Allah hepimizin yüreğimizi, beynimizi biliyor,
Biz kimi kandırıyoruz, neye çabalıyoruz?
Bizler o gün Allah katında 28 Şubat sınavını korkaklığımızdan ve dünyaya bağlılığımızdan
kaybettik şimdi ne yapsak boş.
O günlerde Allah’tan değil kullarından korktuğumuz için,
Bugünlerde de Allah’a değil de kuluna güvendiğimiz için,
Ve de Allah’a değil de kuluna inandığımız için,
Vay halimize.
Kenarda bulunup ortadan ganimet paylaşanlara da “Sizi gidiler sizi” diyerek yazımızı
bitirelim.